HAZRETİN KURAN TİLAVETİYLE İLGİLİ SÜNNET VE ÂDÂBI

 Ş. Saduk Mecalis kitabında senedi ile Emirü'l Müminin (a.s)’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: Cenabet dışında hiçbir şey Resulullah (s.a.a)’ın Kuran’ı tilavet etmesine engel olmazdı."[1]

 Merhum Tabersi Mecmau'l-Beyan kitabında Ümm-ü Seleme'nin şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Resulullah (s.a.a) ayetleri birbirinden ayırarak Kuran okurdu."[2]

 Ş. Ebul Futuh-u Razi Tefsir'inde nakletmiştir: "Resulullah (s.a.a) "Müsebbahat'ı okumadan uyumazdı ve bu sûrelerde bin ayetten daha üstün bir ayet vardır buyururdu. Müsebbahat hangi sûrelerdi diye sorulduğunda, "Hadid, Haşr, Saff, Cuma ve Teğabun" sûreleridir" buyurdular.[3]

 İbni Ebu Cumhur Durru'l-Leali kitabında Cabir’in şöyle dediğini nakleder: "Resulullah (s.a.a) "Tebareke" ve "Elif Lam Mim Tenzil" sûrelerini okumadan uyumazdı."[4]

 Mecmau'l-Beyan kitabında Ali (a.s)’ın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Resulullah (s.a.a) "Sebbihisme Rabbike-l Âla" sûresini severdi ve ilk olarak "Sebbihisme Rabbike-l Âla" diyen Mikail’dir." buyururdu.[5]

 Mecmau'l-Beyan kitabında İbni Abbas’ın şöyle dediği rivayet edilmiştir: Resulullah (s.a.a) ne zaman "Sebbihisme Rabbike-l Âla" okusaydı, "Subhane Rabbıy-el Âla" söylerdi." Bu hadis Ali (a.s)’dan da rivayet edilmiştir.[6]

 Suyuti Durru'l-Mensur kitabında Ebu İmame'den şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Haccatu'l-Veda'dan sonra Resulullah (s.a.a) ile birlikte namaz kıldığımızda hazret "La Ugsimu bi yevmil kıyame"yi okurdu. "E Leyse Zalike bi gadirin Âla Eyyuhyiye-l Mevta" ayetini ulaştığında hazretin "Bela Ene Ala zalike Mine-ş Şahidin" (Evet bende buna şahidim) dediğini duydum." Bunun gibi hazretin söylediklerinde az bir ihtilaf ile başka rivayetler de mevcuttur.[7]

 Aynı kitapta İbni Abbas’ın şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Resulullah (s.a.a) namazda "Ve Nefsun ve ma sevvaha fe Elhemeha Fucureha ve tegvaha" ayetini okuduktan sonra biraz durur sonra "Allah'ım bana takvalı olmayı nasip et, nefsimi temizle şüphesiz sen en güzel temizleyensin ve onun velisi, mevlasısın." derdi.[8]


 Biharu'l-Envar, Zikra kitabından rivayet eder: Resulullah (s.a.a) Kuran okumadan önce -Kovulmuş Şeytan’dan Allah’a sığınırdı- yani; "Euzu Billahi Mineş-Şeytan-ir Racim" derdi."[9]

 Tefsir-i Ayyâşide İmam Bakır (a.s)’ın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "(Resulullah (s.a.a)’ın sesi o kadar güzeldi ki) Kuran’ı herkesten daha güzel ve gönülleri kendine aşık edecek bir şekilde okurdu."[10]

 Deavut-u Ravendi kitabında Resulullah (s.a.a)’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Cebrail bana Kuran’ı ayakta okumamı söyledi…[11]

 Mecmau'l-Beyan kitabında Enes b. Malik’den rivayet etmiştir: "Resulullah (s.a.a) Kuran'ı sesini çekerek makamlı bir şekilde okurdu."[12]

 Merhum Kuleyni el-Kâfî'de İmam Sadık (a.s)’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: Biz Ehl-i Beyt Kuran’ı "Ubeyy'in kıraatı üzerine okuruz. bazı rivayetlerde Ehl-i Beyt (a.s) diğer yedi kıraata da izin verdikleri, caiz kıldıkları gelmiştir.[13]

 Merhum Tabersi Mecmau'l-Beyan kitabında "Tin sûresinin" tefsirinde şöyle rivayet etmiştir: "Resulullah (s.a.a) bu sûreyi bitirdikten sonra "Bela ve ene ala zalike mineş şahidin" (Evet ben buna şahidim) buyururdu."[14]

 Durru'l-Mensur kitabında Resulullah (s.a.a)’dan nakledilmiştir: "E leyse zalike bi gadirin Ala Eyyuhyu-ul Mevta" (Acaba Rabbin ölüleri diriltmeye kadir değil mi?) ayetini okuduğunda,- Kıyamet sûresinin son kısmı- "Her ayıptan münezzeh olan rabbim, evet sen ölüleri diriltemeye kadirsin" söylerdi.[15]

 Mecmau'l-Beyan kitabında Yunus sûresinin 61. ayetinde "(Habibim) ne iş yaparsan yap ona dair Kur’andan ne okursan oku ve sizler ne yaparsanız yapın, yaptıklarınıza daldığınız anda muhakkak biz sizi görürüz. Ne yerde ne de gökte zerre ağırlığınca bir şey Rabbinizden uzak ve gizli kalmaz. Bundan daha da küçük ve daha da büyük hiçbir şey yoktur ki apaçık bir kitapta tespit edilmiş olmasın. "Resulullah (s.a.a) bu ayeti okuduğunda çok şiddetli bir şekilde ağlamaya başlardı.[16]

 Mecmau'l-Beyan kitabında "Tevhid" sûresinin açıklamasında rivayet edilmiştir: "Resulullah (s.a.a) "Gul huvellahu Ehed'i okuduğu zaman her ayetten sonra duraklardı."[17] (bütün sûreyi bir nefeste okumazdı.)



[1]- el-Mecalis; el-Bihar, c.92, s.216; el-Müstedrek, c.1, s.68; el-Keraceki, el-Kenz kitabında, s.266

[2]- Mecmau'l-Beyan, c.10, s.378; Feyzü'l-Kadir, c.5, s.238

[3]- Tefsir-i Ebu-l Futuh, Mecmau'l-Beyan, c.9, s.229; el-Bihar, ed-Durer-ul Mensur kitabından nakleder, c.92, s.312

[4]- Dureru'l-Leali; el-Mecme, c.8., s.325; el-Bihar, ed-Dureru'l-Mensur kitabından nakleder, c.92; s.316 Feyzü'l-Kadir, c.5, s.191

[5]- Mecmau'l-Beyan, c.10, s.473; el-Bihar, c.92, s.322; Feyzü'l-Kadir, c.5, s.209

[6]- Mecmau'l-Beyan, c.10, s.473; Feyzü'l-Kadir, c.5, s.156

[7]- ed-Dureru'l-Mensur, c.6, Ss.296; el-Bihar, c.92, s.219; el-Bihar, c.92, s.129’a müracaat ediniz.

[8]- ed-Dureru'l-Mensur, c.6, S:356; el-Bihar, c.92, s.220; Evarifu'l-Maarif, s.452

[9]- el-Bihar, c.85, s.5

[10]- Tefsiru'l-Ayyâşi, c.2, s.292; el-Müstedrek, Tefsiri'l-Kufi, c.1, s.279; ed-Dureru'l- Mensur, c.6, s.365; el-Bihar, c.92, s.326

[11]- Daavat-ı Ravendi; Müstedrek, c.1, s.322

[12]- Mecmau'l-Beyan, c.10, s.378

[13]- c.2, s.634; el-Hisâl, yedinci bab, Himaddan

[14]- Mecmau'l-Beyan, c.1, s.512

[15]- ed-Dureru'l-Mensur, c.6, s.296; el-Bihar, 92, s.219; Tibyan, c.10, s.203, Endülüs baskısı; Feyzü'l-Kadir, c.5, s.156

[16]- Mecmau'l-Beyan, c.5, s.119

[17]- Mecmau'l-Beyan, c.1, s.567