[1]- Bu günlerde gazetelerde bir gurup doktorun insanın deri rengini değiştiren,
meselâ siyah deri rengini beyaza dönüştüren bir ilâç formülü keşfettiklerini yazdılar.
[2]- Avrupa ve Amerika'nın sözde uygar toplumlarında son zamanlarda revaç bulan
uygulamalara göre kızlar evlilik öncesinde ve yasal evlenme yaşına girmeden
önce bekâretlerini gideriyorlar. İstatistik verilere göre bu işlem kimi zaman kızların
babaları ile erkek kardeşleri tarafından gerçekleştiriliyor.
[3]- bk. En'âm suresi, ayet; 151
[4]- bk. Tekvîr suresi, ayet; 8
[5]- bk. Zuhruf suresi, ayet; 17
[6] - Bu konuda Ebu Talib divanına bakılsın.
[7] - Bu konuda Ebu Talib divanına bakılsın.
[8]- Şey Muhammed Hüseyin Kaşif-ul Gıta, el-Mesel-ül Ülya Fil-İslâm La Fi Bihamdûn.
[9]- Bu günlerde Tahran'da çıkan İttilaat gazetesinin 11 Dey 1335 Şemsî tarihli Salı günü nüshası bu söylediklerimizi teyit ediyor. Gazete Fransa'da yayınlanan bir istatistik araştırmaya yer veriyor ki, özeti şudur: İstatistik verilere göre Fransa'da her yüz erkek çocuk karşılığında yüz beş kız çocuk doğuyor. Buna rağmen yaklaşık kırk milyonluk Fransız nüfusu içinde kadınların sayısı erkeklere kıyasla bir milyon yedi yüz altmış beş bin kişi fazladır. Bunun sebebi, erkeklerin hastalıklar karşısındaki direncinin kadınlardan daha zayıf oluşudur. Bunun sonucu olarak on dokuz yaşına kadar erkeklerdeki ölüm oranı kadınlarınkinden yüzde beş daha fazla oluyor. Erkeklerin nüfus içindeki oranı yirmi beş-otuz yaş aralığından altmış ve altmış beş yaş aralığına kadar düşmeye devam ediyor ve altmış-altmış beş yaş aralığında bir buçuk milyon kadın karşılığında sadece yedi yüz elli bin erkek kalıyor.
[10]- İngiliz yazar Mr. Jhon Dynport, "Hz. Muhammed ve Kur'an'dan özür" adlı yazmış olduğu ve büyük alim Saidi tarafından Farsça'ya çevrilen bir eserinde bu görüşe yer vermiştir.
[11]- -Mizan, c.2, Bakara suresinin 228-242. ayetleri müteakip "İlmî İnceleme Bölümü".
[12]- [Merhum Allame Tabatabai bu sözleri 1335 hicri şemsi yılında kaleme almıştır.]
[13]- [Fıkıh usûlü bilgisine göre, hükmü şart edatlarından biri ile belirli bir şarta bağlanmış nassın, bu şartın bulunmadığı durumlarda o hükmün geçerli olmadığına delâlet etmesine "mefhum-uş şart" denir. Meselâ: "Sana karşı saygılı davranılırsa, sen de saygılı davran" cümlesinde saygılı davranma hükmü, şart kalkınca kalkar ve geçerli sayılmaz.]
[14]- Belki de doğrusu, Şamhî'dir. Çünkü, Ehl-i Sünnet kanalıyla nakledilen bazı hadislerde adamın "Beni Şamh" kabilesinden olduğu yer almıştır veya doğrusu "Şemhiyye"dir.
[15]- Bir başka nüshada "en kötü kişiden başka..." şeklinde bir ifade yer almştır.
[16]- Bu konudaki en acayip sözlerden biri de Zeccac'ın bu ayet hakkında söylediği şu sözlerdir: "Bu ayet hakkında birçokları lügat bilgisizlikleri yüzünden büyük bir yanılgıya düştüler. Bu kimseler, 'O hâlde... ücretlerini bir farz olarak verin.' ayetinde ilim adamlarının görüş birliği ile haram olduğunu söyledikleri müt'a evliliğinin kastedildiğini ileri sürdüler." Zeccac bu sözlerinin devamında ayetteki "istimta"nın nikâh demek olduğunu söylüyor. Bilmem ki, onun bu sözlerinin neresini düzelteyim? İbn-i Abbas, Ubeyy b. Kaab ve başkaları gibi şahsiyetleri dil bilmemekle itham etmesini mi? Yoksa ilim adamlarının müt'ayı görüş birliği ile haram saydıkları şeklindeki iddiasını mı? Yoksa dil uzmanı olduğunu iddia ederken "istimta"nın nikâh anlamına geldiğini söylemesini mi?
[17]- Onun, Tezhib-ut Tezhib ve Mizan-ul İtidal adlı eserlerde yer alan hayat hikâyesine başvurulabilir.
[18]- Müt'a hakkındaki görüşleri öğrenmek için fıkıh kitaplarına başvurulabilir. Bu konu etrafındaki fıkıh ve kelâm incelemeleri ayrıntılı biçimde öğrenmek için bu ilim dallarının klasik ve sonraki üstatlarının eserlerine, özellikle zamanımızın araştırmacı uzmanlarının kitaplarına başvurulabilir.
[19]- Vesail-üş Şia, Nikâh babı.