(İlk âyette ölçüye, tartıya hile katanlardan bahsedildiği için bu isim verilmiştir, Tatfîf sûresi de denir. otuz altı âyettir, Mekkîdir, ancak Hasen, Dahhâk ve İkreme'ye göre Medenîdir. İbn-i Abbas ve Katâde, 29. âyetten sonuna kadar Mekkîdir demişlerdir.)
1- Yazık ölçüye, tartıya hîle katanlara.
2- Öyle kişilerdir onlar ki insanlardan bir şey alırlarken tamam ölçerler.
3- Ve insanlara ölçüp tartarlarken eksik ölçerler, eksik tartarlar.
4- Onlar, gerçekten de tekrar dirilip kalkacaklarını sanmıyorlar mı?
5- Pek büyük bir gün için.
6- Öylesine bir gün ki insanlar, âlemlerin Rabbinin emriyle kalkarlar.
7- İş sandıkları gibi değil; şüphe yok ki kötülük edenlerin amel defterleri, elbette siccîndedir.373
8- Ve nedir, bilir misin siccîn?
9- Bir kitaptır ki yazılmış.
10- Vay hallerine o gün yalanlayanların.
11- Onların ki yalanlarlardı cezâ gününü.
12- Ve o günü, yalnız haddini aşan ve boyuna suç işleyip duran kişiler yalanlarlar.
13- Onlara âyetlerimizi okuyunca derler ki: Öncekilere âit masallar.
14- İş öyle değil, hayır, kazandıkları şeyler, üstüste kalplerine yığılmıştır da kalpleri pas tutmuştur.
15- İş öyle değil, hayır, şüphe yok ki onlar, o gün elbette Rablerinin lütfünden, bir perdeyle, bir engelle uzak kalırlar.
16- Sonra da şüphe yok ki onlar, elbette cehenneme atılırlar.
17- Sonra denir ki: İşte buydu yalanladığınız.
18- İş öyle değil, şüphe yok ki iyi kişilerin amel defterleri, illiyyîn'dedir.374
19- Ve nedir, bilir misin illiyyîn?
20- Bir kitaptır ki yazılmış.
21- Onu görür ancak mâbutlarına yaklaştırılanlar.
22- Şüphe yok ki iyi kişiler, elbette cennettedir.
23- Tahtlar üstünde bakarlar.
24- Tanırsın onları, yüzlerinde cennetin parlaklığı var.(1)(2)
25- Sunulur, içirilir onlara hâlis şarap ki içiminin sonu pek hoştur.
26- Ve sonunda misk kokar; ve özleyip dileyenler, bunu özlesinler, bunu dilesinler.
27- Ve bu şaRaba Tesnîm ırmağının suyu da karıştırılmıştır.
28- Öyle bir kaynaktır bu ki ondan, mâbutlarına yaklaşanlar içer.
29- Şüphe yok ki suç işliyenler, inananlara gülerler.
30- Ve onların yanlarından geçerlerken, kaşlarıyla-gözleriyle onları işâret ederler,
31- Ve kendi adamlarının yanlarına dönünce de eğlenerek güle-güle dönerler.
32- Ve onları görünce de şüphe yok ki derler bunlar, elbette sapıklar.
33- Ve bunlar, inananların yaptıklarını görüp bellemek için gönderilmediler.
34- Artık bugün, inananlar, kâfirlere gülerler.
35- Tahtlar üstünden bakarlar.
36- Cezâlandılar mı kâfirler, yaptıklarına karşılık?
(1) Siccin, zindan ve hapishane anlamına gelen sicn kökündendir. Cehenneme denmiştir. Yedinci kat yerdir, kâfirlerin amel defterleri oradadır diyenler de vardır (al-Müfredât, 223-224).
(2) İlliyyîn, Yücelik, yükseklik anlamına gelen alâ kökündendir... (Devamı, sonnot No:74)