(Sûre, "Güneş dürülünce" diye başladığı için dürmek anlamına Tekvîr sûresi denmiştir. Dürüldü anlamına Küvviret de denir. Mekkîdir, yirmi dokuz âyettir.)
1- Güneş dürülünce.
2- Ve yıldızlar kararınca.
3- Ve dağlar yürütülünce.
4- Ve dişi develer bile başı boş bırakılınca.
5- Ve vahşi hayvanlar bile bir araya toplanınca.
6- Ve denizler, coşup kabarınca.
7- Ve insanlar, haldeşleriyle birleşince.
8- Diri-diri gömülen kıza sorulunca.370
9- Hangi suç yüzünden öldürüldün diye.
10- Ve sahîfeler dağılınca.
11- Ve göğün perdesi kaldırılınca.
12- Ve cehennem alevlendirilince.
13- Ve cennet yaklaştırılınca.
14- Herkes bilir ne hazırladığını.
15- Artık andolsun dönüp kaybolan.
16- Doğup yürüyen ve burçlarına giren yıldızlara.
17- Ve geçmeye başladığı çağda, geceye.
18- Ve ışıdığı çağda, sabaha.
19- Şüphe yok ki Kur’ân, büyük bir elçinin sözüdür.(1)(2)
20- Kuvvetlidir, arş sâhibinin katında kadri yüce.
21- İtâat edilir, emniyetlidir de.
22- Sizinle konuşan, deli değildir.
23- Ve andolsun, onu, apaydın tanyerinde gördü.
24- Arkadaşınız, gizli şeyler hakkında da nekes değildir.
25- Ve Kur’ân, taşlanmış Şeytan'ın sözü de değildir.
26- Artık nereye gidiyorsunuz öyleyse?
27- O, bütün âlemlere bir öğüttür ancak.
28- Ve hele içinizden doğru hareket etmek isteyene.
29- Ve isteyemezsiniz, âlemlerin Rabbi Allah istemedikçe.
(1) Kur’ân'ın birçok yerlerinde tekrarlanıp menedilen, kızları diri diri gömmek geleneğine işaret edilmektedir.
(2) Büyük elçi diye anılan ve diğer vasıflarla övülen, 23. âyetteki "Onu, apaydın tan yerinde gördü" sözündeki karineden açıkça anlaşıldığı gibi Cebrâil'dir.