(10. âyette kıyametin, gözle görülür kesif bir dumanla geleceği anlatıldığı cihetle duman anlamına gelen Duhan adıyla anılmıştır.)
1- Hâ mîm.
2- Andolsun her şeyi açıklayan Kur'ân'a.
3- Şüphe yok ki biz onu, kutlu bir gecede indirdik, şüphe yok ki biz, insanları korkuturuz.
4- O gecede ayrılır, takdîr edilir her hükmolunan iş.
5- Bir iş ki katımızdan hükmolunur, şüphe yok ki biz göndermişizdir.
6- Rahmet olarak Rabbinden; şüphe yok ki o, duyar, bilir. (1)(2)(3)
7- Rabbidir göklerin ve yeryüzünün ve ikisinin arasındakilerin. Adamakıllı inanır, iyice bilirseniz.
8- Yoktur ondan başka tapacak, diriltir ve öldürür; Rabbinizdir ve Rabbi-dir gelip geçen atalarınızın.
9- Hayır, onlar şüphe içindedir, alay edip dururlar.
10- Artık gözetle gökyüzünden apaçık, gözle görünür bir dumanın geleceği günü.
11- Bütün insanlara yayılır, budur elemli azap.286
12- Rabbimiz, bizden azâbı, gider, şüphe yok ki inandık biz.
13- Siz neredesiniz, öğüt alma nerede ve andolsun ki onlara, her şeyi açıklayan bir Peygamber geldi de.
14- Sonra yüz çevirdiler ondan ve kendisine birşeyler öğretilmiş delinin biri dediler.
15- Şüphe yok ki birazcık gidereceğiz azâbı, fakat gene şüphe yok ki kâfirliğe döneceksiniz.
16- O gün pek şiddetli bir sûrette tutar, cezâlandırırız, şüphe yok ki öc alırız biz.287
17- Ve andolsun ki onlardan önce Firavun'un kavmini de sınamıştık ve onlara güzel huylu bir peygamber gelmişti de.
18- Allah'ın kullarını demişti, bana teslîm edin, şüphe yok ki ben, emin bir peygamberim size.
19- Ve Allah'a karşı yücelik satmaya kalkışmayın; şüphe yok ki ben size, apaçık bir delil getirdim.
20- Ve şüphe yok ki ben Rabbime ve Rabbinize sığınırım beni taşlayıp öldürmenizden.
21- Bana inanmıyorsanız bırakın tek başıma beni.
22- Derken Rabbine duâ edip şüphe yok ki bunlar demişti, mücrim bir topluluk.
23- Artık kullarımla geceleyin yola düş, şüphe yok ki ardınızdan geleceklerdir.
24- Deniz açılmışken öylece bırak, şüphe yok, onlar bir ordudur ki boğulacak.
25- Nice bahçeler terkettiler ve nice akarsular.
26- Ve tarlalar ve güzelim meclisler.
27- Ve bol-bol yeyip geçindikleri nice nîmetler.
28- Böyle işte ve onları mîras verdik bir başka topluluğa.
29- Derken ne gök ağladı onlara, ne yer ve mühlet de verilmedi onlara.
30- Ve andolsun ki İsrailoğullarını aşağılatıcı bir azaptan kurtardık.
31- Firavun'dan; şüphe yok ki o haddi aşanlardan yücelik satan, ululanan biriydi.
32- Ve andolsun ki İsrailoğullarını, bilerek bütün âlemlerden üstün olmak üzere seçtik.
33- Ve onlara, apaçık nîmetleri muhtevi deliller verdik.
34- Gerçekten de şunlar elbette derler ki.
35- İlk ölümümüzden başka ölüm yok bize ve biz, tekrar dirilmeyiz de.
36- Doğru söylüyorsanız getirin babalarımızı bize.
37- Bunlar mı daha hayırlıdır, yoksa Tubba' kavmiyle onlardan öncekiler mi? Helâk ettik onları, şüphe yok ki mücrimlerdi onlar.(4)
38- Ve biz gökleri ve yeryüzünü ve ikisinin arasındakileri eğlence için, boşu-boşuna yaratmadık.
39- Biz onları, ancak gerçek olarak yarattık ve fakat çoğu bilmez.
40- Ayrılma günü, gerçekten de hepsinin muayyen bir günüdür. (5)
41- O gün dostun dosta faydası olmaz ve onlar, bir yardım da görmezler.
42- Ancak Allah kime acırsa o başka; şüphe yok ki odur üstün ve rahîm.
43- Şüphe yok ki zakkum ağacı.
44- Suçluların yemeğidir.
45- Erimiş bakıra, kurşuna benzer, karınlarda kaynar.
46- Kaynar su gibi.
47- Tutun onu da sürüyün koca cehennemin ta ortasına.
48- Sonra da dökün kaynar suyu azâb olarak tepesine.
49- Tat, şüphe yok ki sen üstündün, kerem sâhibiydin.
50- Gerçekten de buydu şüphe ettiğiniz.
51- Şüphe yok ki çekinenler, emîn bir makamdadır.
52- Cennetlerde ve akarsuların kıyılarında.
53- İnce ve kalın ipekliler giyerler, karşı-karşıya otururlar.
54- Böyle işte ve onları evlendiririz iri gözlü hûrilerle.
55- Orada emin bir halde her çeşit meyvelar isterler.
56- İlk ölümden başka ölüm tatmazlar orada ve onları korur koca cehennemin azâbından.
57- Rabbinden bir lütuf ve ihsân olarak; budur o büyük kurtuluşun, murâda erişin ta kendisi.
58- Gerçekten de öğüt alsınlar diye Kur'ân'ı senin dilinle indirdik, okuyuşunu da kolaylaştırdık.
59- Artık gözetle, bekle; şüphe yok ki onlar da gözetlemedeler, beklemedeler.
(1) Mübarek gece, İbn-i Abbas'a Katâde'ye ve İbn-i Zeyde göre Kadir Gecesidir. İmam Muham-med-ül-Bâkır ve Ca'fer-üs-Sâdık'tan da bu kavil rivâyet edilmiştir. 97. sûrede, Kur’ân'ın Kadir Gecesinde indiği açıkça bildirildiği cihetle buradaki mübarek geceyi şabanın... (Devamı, sonnot No:50)
(2) Bu kesif duman kıyamet alâmetlerindendir.
(3) Kıyamet günü. Bedir savaşına işarettir diyenler de vardır.
(4) Tubba’, Himyerli bir hükümdardır. Tebaası çok olduğu için bu adla anılmıştır.
(5) Kıyamet günü.