') //-->
"Andolsun ki, sana daima tekrarlanan yedi ayetli Fatiha'yı ve Kur'an-ı Azim'i verdik."[1]
"Kur'an'ı, öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?" [2]
Resulullah (s.a.a): "İşler karanlık gece parçaları gibi sizlere karmaşık ve belirsiz hale gelirse Kur'an'a yöneliniz. Şüphesiz Kur'an şefaati kabul edilmiş bir şefaatçi ve şikayeti kabul edilen bir şikayetçidir. Her kim onu önünde tutarsa Kur'an onu cennete çeker. Her kim de Kur'an'ı arkasına atarsa Kur'an onu cehenneme sürükler."[3]
Resulullah (s.a.a), kendisine, "Çok geçmeden ümmetin fitneye düşecek" denildiğinde ve "Bundan kurtuluş yolu nedir?" diye sorulduğunda şöyle buyurmuştur: "Allah'ın değerli kitabıdır. Bu kitaba batıl, ne önden ve ne arkadan yaklaşabilir. Övülmüş hikmet sahibi biri tarafından nazil olmuştur. Herkim ilmi Kur'an dışında bir yerde ararsa, Allah onu saptırır."[4]
Resulullah (s.a.a): "Kur'an'dan ayrılmayınız. Kur'an'ı imam ve önder edininiz."[5]
Resulullah (s.a.a): "Kur'an'ın diğer sözlere üstünlüğü, Allah'ın diğer yaratıklarına üstünlüğü gibidir."[6]
İmam Ali (a.s): "Allah, kudretini göstererek onlar görmeksizin kitabında tecelli etti."[7]
İmam Ali (a.s): "Allah için, Allah için Kur'an'a uyun; onunla amel etmek hususunda başkası sizden önde olmasın."[8]
İmam Ali (a.s): "Allah Tebarek ve Teala'nın kitabını öğreniniz. O sözlerin en güzeli ve öğütlerin en etkilisidir. Kur'an'ı derin anlayınız. Zira o kalplerin baharıdır. Kur'an'ın nurundan şifa dileyiniz. Zira Kur'an göğüslerdeki hastalıklara şifa verendir. Kur'an'ı güzel tilavet ediniz. Zira ki Kur'an kıssaların (ibretli öykülerin) en güzelidir."[9]
İmam Zeyn'ul-Abidin (a.s): "Eğer alemin doğu ve batısındaki bütün insanlar ölseler Kur'an yanımda olduktan sonra, asla yalnızlık ve dehşete kapılmam."[10]
Resulullah (s.a.a): "Kur'an bir servettir. Onsuz zengin olmak mümkün değildir. Kur'an olduktan sonra fakirlik olmaz."[11]
Resulullah (s.a.a): "Herkime Kur'an verilir de buna rağmen başkasına bundan daha üstün bir nimet verildiğini sanırsa, şüphesiz küçük bir şeyi büyük ve büyük bir şeyi küçük saymış olur."[12]
Resulullah (s.a.a): "Herkim öncekilerin ve sonrakilerin ilmini isterse, Kur'an'ı araştırıp düşünmelidir."[13]
İmam Ali (a.s): "Kur'an her ne kadar tekrar edilse de ve kulakla işitilse de yine de eskimez."[14]
İmam Ali (a.s): "O, küfür, nifak, azgınlık ve sapıklık gibi en büyük dertlere devadır."[15]
İmam Sadık (a.s), kendisine, "Kur'an ne kadar çok okunsa ve konuşulsa da yeniliği ve tazeliği sürekli artmaktadır. Bunun sırrı nedir?" diye sorulunca şöyle buyurmuştur: "Çünkü Allah Tebarek ve Teala onu belli bir zaman ve belli insanlar için karar kılmamıştır. Bu yüzden her zaman ve her topluluk için kıyamet gününe kadar yeni ve tazedir."[16]
Resulullah (s.a.a): "Sizin en iyiniz, Kur'an'ı öğrenen ve öğreteninizdir."[17]
Resulullah (s.a.a): "Kur'an'ı bilen kimseye şöyle denir: "Oku ve yücel ve dünyada tertil ile okuduğun gibi burada da tertil ile oku. Zira senin makamın okuduğun son ayettedir."[18]
Resulullah (s.a.a): "Kur'an'ı öğrenmek ve çok okumaktan ayrılmayın."[19]
Resulullah (s.a.a): "Herkim birine Kur'an öğretirse onun mevlasıdır. O şahıs onu yalnız ve yardımsız bırakmamalı ve kendisini ona tercih etmemelidir."[20]
İmam Ali (a.s): "Evladın baba üzerindeki hakkı ise ona güzel isim vermesi, onu güzel terbiye etmesi ve ona Kur'an'ı öğretmesidir."[21]
İmam Sadık (a.s): "Mümine ölmeden önce, Kur'an'ı öğrenmesi veya öğrenme halinde ölmesi yakışır."[22]
Resulullah (s.a.a): "Her kime Allah, kitabını ezberleme nimeti verdiği halde o kimse, başkasına bu nimetten başka bir nimet verildiğini sanırsa, şüphesiz en büyük nimeti küçük görmüş ve nankörlüğe düşmüş olur."[23]
Resulullah (s.a.a): "Herkimin içinde Kur'an'dan bir şey olmazsa, şüphesiz o yıkık bir ev gibidir."[24]
Resulullah (s.a.a): "Sizden birisinin "Falan ayeti unuttum" demesi doğru değildir. Belki ona unutturulmuştur. Kur'an'ı hatırlayınız. Zira canım elinde olana andolsun ki Kur'an devenin dizbağından kurtulmasından daha çabuk bir şekilde insanların kalbinden kaçıp gider."[25]
Resulullah (s.a.a): "Allah'ın rahmetiyle kuşatılan ve aziz ve celil olan Allah'ın nuruyla örtülen kimseler, bu Kur'an'ı bilenlerdir."[26]
Resulullah (s.a.a): "Ümmetimin en çok şeref sahibi olanları Kur'an'ı bilenler ve gece ibadet edenlerdir."[27]
Resulullah (s.a.a): "Allah karşısında gizli ve açık huşu göstermeye insanlardan en layık olan kimse Kur'an'ı bilen kimsedir. Gizli ve açık namaz kılmaya, oruç tutmaya insanlardan en müstahak olan kimse Kur'an'ı bilen kimsedir."[28]
Resulullah (s.a.a): "Kendisine karşı hiddetlenen kimseye hiddetlenmek, Kur'an sahibi bir kimseye yakışmaz ve içinde Allah'ın kelamı olan kimseye, kendisine cahilce davranan kimseye cahilce davranması asla yakışmaz."[29]
İmam Sadık (a.s): "Kur'an'ı ezberleyen, Kur'an ile amel eden kimse yüce ve iyi olan ve mesaj getiren elçilerle (meleklerle) birliktedir."[30]
İmam Sadık (a.s): "Herkim Kur'an surelerinden bir sureyi unutursa, o sure, güzel bir yüz ve yüce bir derece şeklinde karşısında tecelli eder ve onu görünce şöyle der: "Sen kimsin? Ne kadar da güzelsin?! Keşke benim olsaydın." O şöyle cevap verir: "Beni tanımıyor musun? Ben falan sureyim. Eğer beni unutmasaydın, seni bu mekanda yüceltirdim."[31]
"Allah'ın Kitab'ını tilavet edenler (okuyanlar), namazı kılanlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli ve açık infak edenler, tükenmeyecek bir kazanç umabilirler."[32]
Resulullah (s.a.a): "Sizden birisi rabbiyle konuşmayı severse Kur'an okusun."[33]
Resulullah (s.a.a): "Bu kalpler de aynen demir gibi pas tutar." Oradakiler, "Ya Resulullah! Onun cilası nedir?" diye sorduklarında ise şöyle buyurmuştur: "Kur'an okumaktır."[34]
Resulullah (s.a.a): "Kur'an okumaktan ayrılma. Zira Kur'an okumak günahlara kefaret, ateş karşısında bir perde ve azaptan güvenlikte olma sebebidir."[35]
Resulullah (s.a.a): "Ey oğulcağızım! Kur'an okumaktan gaflet etme. Zira Kur'an kalbi diriltir, kötülükten, zulümden ve günahtan alıkoyar."[36]
Resulullah (s.a.a): "Her şeyin bir süsü vardır. Kur'an'ın süsü de güzel sestir."[37]
Resulullah (s.a.a): "Kur'an'ı seslerinizle süsleyiniz."[38]
Resulullah (s.a.a), kendisine, "Kur'an'ı herkesten daha güzel bir sesle okuyan kimdir?" diye sorulunca şöyle buyurmuştur: "Kur'an okumasını işittiğinde kendisinde Allah'ın korkusunu ve haşyetini gördüğün kimsedir."[39]
Resulullah (s.a.a): "Kur'an'ı hüzünlü bir sesle okuyunuz. Zira o hüzünlü bir sesle nazil olmuştur."[40]
İmam Sadık (a.s), Allah-u Teala'nın, "Kendilerine verdiğimiz kitabı hakkıyla okuyanlar"[41] ayeti hakkında şöyle buyurmuştur: "Ayetlerini açık ve sayılır bir şekilde okurlar, anlamını anlamaya çalışırlar, hüküm ve emirleriyle amel ederler, vaatlerinden ümitvar olurlar, azabından korkarlar, kıssalarından ders alırlar, örneklerinden öğüt alırlar, emirlerini yerine getirirler, yasaklarından uzak dururlar. Allah'a yemin olsun ki Kur'an'ın hakkıyla tilavet edilmesi, ayetlerini ezberlemek, kelime ve harflerini birbiri ardınca okumak, bir sureyi tilavet etmek, haşiyelerini mütalaa etmek anlamında değildir. Onlar harflerini ve kelimelerini ezberlediler ama anlamlarını zayi ettiler. Şüphesiz bu Kur'an'ı hakkıyla tilavet etmek, ayetleri üzerinde düşünmek ve tedebbür de bulunmak anlamındadır. Nitekim Allah-u Teala da şöyle buyurmuştur: "Ayetleri hakkında düşünsünler diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır."[42] [43]
1- Ağzı Temizlemek
Resulullah (s.a.a): "Kur'an'ın yolunu temizleyiniz." Kendisine şöyle arzedildi: "Ey Allah'ın Resulü! Kur'an'ın yolu nedir?" Peygamber şöyle buyurdu: "Ağızlarınızdır." Kendisine şöyle arzedildi: "Neyle temizleyelim?" Peygamber şöyle buyurdu: "Misvak ile (fırçalamakla.)" [44]
2- Allah'a Sığınmak
"Kur'an okuyacağın zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığın."[45]
İmam Sadık (a.s), kendisine her surenin başlangıcında kovulmuş şeytanın şerrinden Allah'a sığınmanın hükmü sorulunca şöyle buyurmuştur: "Evet, şeytanların en aşağılığı olan kovulmuş şeytandan Allah'a sığın."[46]
3- Tertil (Açık ve Tane Tane Okumak)
" Bir müddet için kalk, açık ve tane tane Kur'an oku."[47]
Resulullah (s.a.a), Allah-u Teala'nın "Kur'an'ı tertil ile oku" ayeti hakkında şöyle buyurmuştur: "Kur'an'ı açık ve tane tane oku. Onu ot tohumu gibi saçma ve tıpkı şiir gibi hızla ve kesik kesik de okuma. İlginçliklerinde durunuz. Kalpleri onunla harekete geçiriniz. Tüm çabanız, sureyi sonuna dek okumak olmasın."[48]
4- Tedebbür (Dikkatle Düşünme)
"Sana indirdiğimiz bu Kitab mübarektir; ayetlerini düşünsünler, aklı olanlar da öğüt alsınlar."[49]
İmam Ali (a.s): "Biliniz ki dikkatli okunmayan Kur'an'da hayır yoktur. Biliniz ki derin anlayışla ve düşünmeyle birlikte olmayan ibadette de hayır yoktur."[50]
İmam Sadık (a.s), Kur'an'ın bir gecede hatmedilmesinin hükmünü soran birine şöyle buyurmuştur: "Onu bir aydan daha az bir sürede okumayı hoş görmüyorum."[51]
5- Huşu
"İman edenlerin gönüllerinin Allah'ı anması ve O'ndan inen gerçeğe içten bağlanması zamanı daha gelmedi mi? Onlar, daha önce kendilerine kitab verilenler gibi olmasınlar; onların üzerinden uzun zaman geçti de kalpleri katılaştı; çoğu, yoldan çıkmış kimselerdir."[52]
Resulullah (s.a.a), kendisine, "Kur'an'ı en güzel okuyan kimdir?" diye sorulunca şöyle buyurmuştur: "Kur'an okumasını duyduğunuzda, Allah'tan korktuğunu düşündüğünüz kimsedir."[53]
Uyun-u Ahbar'ir Riza'da yer aldığına göre "İmam Rıza (a.s) Horasan'a yaptığı yolculuğunda geceleri yatağında çok Kur'an okuyordu. İçinde cennet veya cehennemden söz edilen bir ayete ulaştığında ağlıyor, Allah'tan cenneti istiyor ve ateşten Allah'a sığınıyordu."[54]
Resulullah (s.a.a): "Nice Kur'an okuyan kimseye, Kur'an lanet eder."[55]
Resulullah (s.a.a): "Sen, seni günahtan alıkoyduğu müddetçe Kur'an okumuş olursun. O halde eğer seni günahtan alıkoymazsa Kur'an okumamış sayılırsın."[56]
Resulullah (s.a.a): "Cehennemde demirden bir değirmen vardır. Onunla karilerin (amel etmeyerek Kur'an okuyanların) ve günahkar alimlerin başları öğütülür."[57]
"Kur'an okunduğu zaman ona kulak verin, dinleyin ki merhamet olunasınız."[58]
Resulullah (s.a.a): "Bilin ki her kim Allah'a iştiyak duyuyorsa o halde Allah'ın sözüne kulak versin."[59]
Resulullah (s.a.a): "Her kim Allah'ın kitabından bir ayet dinlerse kendisi için iki kat sevap yazılır. Her kim de Allah'ın kitabından bir ayet tilavet ederse kıyamet günü o ayet kendisi için bir nur olur."[60]
İmam Sadık (a.s) kendisine sessiz kalmanın ve Kur'an okuyan birini dinlemenin farz olup olmadığını soran Zurare'ye şöyle buyurmuştur: "Evet, Kur'an senin huzurunda okununca dinlemen ve sessiz kalman farzdır."[61]
Resulullah (s.a.a): "Azameti yüce olan Allah şöyle buyurmuştur: "Benim sözümü kendi görüşü esasınca yorumlayan kimse bana iman etmemiştir."[62]
Resulullah (s.a.a): "Benden sonra ümmetim hakkında en çok korktuğum şey ümmetimden bir kimsenin Kur'an'ı haksız yere tevil etmesidir."[63]
İmam sadık (a.s): "Kur'an'ı kendi görüşü üzere tefsir eden, tefsiri doğru olsa bile sevap elde etmez. Eğer yanlış olursa günahı boynuna olur."[64]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Hicr, 87
[2] Kamer, 17
[3] Nevadir'ur-Ravendi, 21 ve 22
[4] Tefsir'ul-Ayyaşi, 1 / 6 / 11
[5] Kenz'ul Ummal, 4029
[6] el-Bihar, 92 / 19 / 18
[7] Nehc'ul-Belağa, 147. hutbe
[8] a.g.e, 47. mektup
[9] Tuhef'ul Ukul, 150
[10] el-Kafi, 2 / 602 / 13
[11] el-Bihar, 92 / 19 / 18
[12] Mean'il-Ahbar, 279
[13] Kenz'ul Ummal, 2454
[14] Nehc'ul-Belağa, 156. hutbe
[15] a.g.e, 176. hutbe
[16] el-Bihar, 92 / 15 / 8
[17] el-Bihar, 92 / 186 / 2
[18] Kenz'ul Ummal, 2330
[19] a. g. e. 2368
[20] a. g. e. 2382
[21] Nehc'ul-Belağa, 399. hikmet
[22] ed-Deavat'ir-Ravendi, 220 / 600
[23] Kenz'ul-Ummal, 2317
[24] a. g. e. 2478
[25] a.g.e, 2850
[26] Cami'ul Ahbar, 115 / 202
[27] el-Hisal, 7 / 21
[28] el-Kafi, 2 / 604 / 5
[29] Kenz'ul Ummal, 2347
[30] el-Kafi, 2 / 603 / 2
[31] Sevab'ul A'mal, 283 / 1
[32] Fatır, 29
[33] Kenz'ul Ummal, 2257
[34] a. g. e. 2441
[35] el-Bihar, 92 / 17 / 18
[36] Kenz'ul Ummal, 4032
[37] a.g.e, 2768
[38] el-Bihar, 92 / 190 / 2
[39] a. g. e. s. 195 / 10
[40] Kenz'ul Ummal, 2777
[41] Bakara, 121
[42] Sad, 29
[43]Tenbih'ul Havatir, 2 / 236
[44] el-Bihar, 92 / 213 / 11
[45] Nahl, 98
[46] Tefsir'ul-Ayyaşi, 2 / 270 / 68
[47] Müzzemmil, 4
[48] Nevadir'ur-Ravendi, 30
[49] Sad, 29
[50] el-Bihar, 92 / 211 / 4
[51] el-Kafi, 2 / 617 / 1
[52] Hadid, 16
[53] Kenz'ul Ummal, 4143
[54] Uyun-u Ahbar'ir-Rıza (a.s), 2 / 182 / 5
[55] el-Bihar, 92 / 184 / 19
[56] Şerh-i Nehc'ul-Belağa-i İbn-i Ebi'l-Hadid, 10 / 23
[57] Cami'ul Ahbar, 130 / 254
[58] A'raf, 204
[59] Kenz'ul Ummal, 2472
[60] a. g. e. 2316
[61] el-Bihar, 92 / 222 / 7
[62] a.g.e, 92 / 107 / 1
[63] Münyet'ül-Mürid, 369
[64] el-Bihar, 92 / 110 / 11