1- Ahlak Sembolü: Ahlak, insanın gerçek kişiliğini oluşturur; hem bu dünyada, hem kabir âleminde, hem de ahirette insandan ayrılmayan devamlı yanında olan sıfatlarıdır. İnsanın kimliğini onun ahlakı oluşturur, insanın soyunun nasıllığı da bu kimliğinden belli olur. Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: En güzel soy, güzel ahlaka sahip olmaktır. İnsanın kişi ve karekterini onun ahlakı belirler. İnsanın sahip olduğu ahlak ne kadar yüce ise o insanın değer ve azameti de o kadar büyüktür.
Kuran-ı Kerim, bütün insanları Resulullaha (s.a.a) tabi olmaya davet ediyor, Andolsun ki Resulullah (s.a.a)da sizin için güzel örnek vardır Ahzab /21. Resulullah (s.a.a) ın kalbi vahyin indiği yerdir. Allah-u Teala, Kuran da tecelli etmiştir yani ilahi sıfatlar Kuranda yer almaktadır. Allah, Kuranın ilk öğretmeni ve Kuranın muhatapları da bütün insanlardır. Allahın Kuran-ı öğrettiği ilk kişi Resulullahtır. (Ey resulüm!) Onu (Kuranı) Ruhul- emin ( Cebrail) uyarıcılardan olasın diye senin kalbine indirmiştir. Şuara / 1934 Kuranın Resulullahın (s.a.a) kalbine nazil olmasının ilk meyvesi Resulullah (s.a.a)ın hulku azim ile sıfatlanması olmuştur.Ve sen yüce (azim) bir ahlak üzeresin Kalem / 4. Allah-u Teala, bir şeyi azamet sıfatı ile beyan ediyorsa onun önem, ehemmiyetine ve büyüklüğüne dikkat çekmektedir. İnsanların gözünde azamet ve büyüklük maddiyat ve makamdan ibarettir ama Allah, azametin yüce ahlakta olduğunu ve buna sadece Resulullah (s.a.a)ın sahip olduğunu beyan buyuruyor. İnsanlar, yüce ahlaka sahip Resulullah (s.a.a)a tabi olmaya, Ona uymaya davet edilmişlerdir. Resulullah (s.a.a), ahlak sembolü ve örneği olarak insaniyete sunulmuştur. Allah-u Teala, Resulullah (s.a.a)ın yüce ahlaka sahip olduğunu beyan buyuruyor ve bunun içinde hulukun azim tabirini kullanıyor. Birçok insan güzel ahlaka yani hulk-u hasane sahip olabilir ve toplumda üstün bir insan olarak değerlendirilebilir ama yüce ahlaka yani hukl-u azime sahip olmak farklıdır. İnsanın ahlak sembolü ve örnek alınması gereken kişi olmasını sağlayan yüce ahlaktır, Kuranın tabiriyle hulku azimdir. Herkes bu makama yücelemez. Bu ahlaka sahip olmak tek olmak demektir, bu alanda eşi olmamak demektir. Bundan dolayı Allah-u Teala, Resulullahı (s.a.a) yüce ahlak ile tanıtmış ve insanlara O hazretin ahlak sembolü ve örnek alınması gereken bir zat olduğunu beyan buyurmuştur.
2- Müminlere düşkün: Allah-u Teala, peygamberleri göndermiş olduğu topluma tanıtırken farklı tabirler kullanıyor; Semud kavmine de kardeşleri Salihi gönderdik, Araf /73, Ad kavmine de kardeşleri Hudu gönderdik, Hud/50, Ama Resulullah (s.a.a)ı gönderdiğini beyan etmek istediğinde buyuruyor:Andolsun size kendinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki.... Diğer peygamberlerde kardeşleri kelimesini kullanıyor ama Resulullah (s.a.a) için sizin kendinizden tabirini kullanıyor. Sizin kendinizden kelimesi yakınlık, sıcaklık ve samimiyet belirtir, yani size gönderdiğim peygamber yabancı biri değil, başka yerden gelmemiş, kendi içinizden, sizlerden olan birisi seçilmiştir. Andolsun size kendinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O size çok düşkündür, müminlere karşı çok şefkatli, pek merhametlidir. Tevbe /128.
Allah-u Teala, bu ayette Resulullahın (s.a.a) bir kaç özelliğini beyan ediyor; size kendinizden, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir, size çok düşkündür, müminlere karşı çok şefkatli, merhametlidir. Bu beş tane özellik diğer peygamberler için kullanılmayan sıfatlardır. Allah, kendi fiil sıfatlarından olan çok şefkali rauf ve pek merhametli rahim sıfatlarını Resulullaha (s.a.a) da vermiştir. Diğer peygamberlerin hiçbirisi özellikle bu son ikisine birden mazhar olmamışlardır.
Resulullah (s.a.a) rahim ve rauf sıfatlarına bizatihi sahip değildir, bu sıfatlar Allahın sıfatlarıdır ve Resulullah (s.a.a) bu ilahi sıfatların aynası yani ilahi rahmet ve refetin insanlara yansımasını sağlayan bir ayna görevi üstlenmektedir ve sıfatlar kendisine Allahın inayeti ile verilmiştir, O vakit Allahtan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz etrafından dağılıp giderlerdi, Al-i İmran / 159
Resulullaha (s.a.a), insanlardan birinin hak yoldan ayrılması, batıla sapması veya bir sıkıntıya düşmesi çok ağır geliyor ve üzülüyor, insanlara düşkün ve onların hidayeti bulmaları için mücadele veren onlara düşkün bir peygamberdir. Müminlere ise özel bir inayeti vardır; müminlere şefkatli ve merhametlidir.
3- Beşir ve Nezir: Allah-u Teala, Resulullahın (s.a.a) risaletin ana hatlarının beyan buyururken O hazreti beşir ve nezir olarak tanıtıyor. Doğrusu biz seni hak ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Bakara /119 Beşir, hidayet yolunu göstermesinin yanı sıra insanın gideceği yolun sonunun mutluluk olduğunu ve neticede alacağı mükâfatın büyük olduğunu müjdeleyen manasınadır. Resulullah (s.a.a)ın müjdeleyici olması, hem yolun doğruluğunu, hem kat edilen yolun her merhalesinin mutlulukla dolu olduğunu, hem de neticesinin saadetle sonuçlanacağını gösterir. Nezir, hakk yolu gösterdikten sonra bu yoldan sapıp başka bir yoldan gidilmesinin sonunun hüsran olacağını ve bu inhirafın neticesinin acı sonuçları olduğunu bildirip uyarmak manasınadır. Resulullah (s.a.a)ın uyarıcı olması Sırat-ı Müstakimden sapılan yolun, başlangıcından sonuna kadar helaket olduğunu ve batıl yolu gitmenin acı sonuçları olacağını göstermektedir. İnsanlara hem batıl yolun hangisi olduğunu gösteriyor ve o yola girmemeleri için uyarıyor, hem de batıl yoldaki tehlikelerin neler olduğunu açıklayıp sonucunun cehennem azabı olacağını söyleyerek uyarıyor.
Rablerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları onunla ( Kuran ile ) uyar. Onlar için Rablerinden başka ne bir dost, ne de bir şefaatçı vardır. Enam /51
Biz seni bütün insanlara ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik; fakat insanların çoğu bunu anlamazlar. Sebe / 28