Eminullah ziyareti en muteber ziyaretlerden olup bütün ziyaret kitaplarında nakledilmiştir. Allame Meclisi bu ziyaretin senet ve içerik bakımından en iyi ziyaret olduğunu ve bütün Ehlibeyt İmamlarının türbelerinde okunmasını önemle vurgulamıştır.
Cabir, İmam Bâkır'dan (as.) İmam Zeynelabidin'in (a.s) Hz. Ali'nin (a.s) mezarının baş ucunda durarak ağladığını ve şöyle dediğini nakleder:
Selam olsun sana ey Allah'ın yeryüzündeki emini ve kullarına hücceti! Selam olsun sana ey Emir'el-Müminin!
Şehadet ederim ki sen -Allah yolunda- hakkıyla cihat ettin, onun kitabıyla amel ettin, onun peygamberinin -Allah'ın rahmeti onun ve Ehlibeyti'nin üzerine olsun- sünnetini izledin; nihayet Allah seni kendi yanına çağırdı ve kendi iradesiyle kendisine doğru senin ruhunu aldı ve sende bütün mahlukatı için yeterli hüccet varken senin düşmanlarına hücceti gerekli kıldı.
Allah'ım! Beni senin takdirine emin, kazana razı, zikrine hırslı kıl; seçkin evliyanı seven, yerinde ve göğünde sevilen, belanın inmesine sabreden, artan aşikâr nimetlerine şükreden, gizli nimetlerini anan, seni mülakat etmenin sevincine iştiyakı olan, kıyamet günü için takva azık edinen, evliyanın gidişatlarını gidişat edinen, düşmanlarının ahlakından ayrılan, dünyadan -koparak- sana hamd ve senayla meşgul olan bir kişi eyle.
Daha sonra İmam yüzünü mezara bırakarak şöyle devam etti:Allah'ım! Gerçekten huşu edenlerin kalbi sana aşklarından dolayı şaşkındır, sana rağbet edenlerin yolları sana açıktır, seni kastedenlerin nişaneleri açıktır, sana ariflerin gönülleri korku içindedir, sana dua edenlerin sesleri yükselmektedir, onların dualarına icabet kapıları açılmıştır, seninle münacat edenlerin duası kabuldür, sana dönenin tövbesi kabuldür, senin korkundan ağlayanın göz yaşına merhamet edilmiştir, senden imdat isteyene imdadın hazırdır, senden yardım isteyene yardımın bahşedilmiştir, kullarına vaadların gerçekleşmiştir, sana yönelenin sürçmeleri bağışlanır, amel edenlerin amelleri senin yanında mahfuzdur, yarattıklarına kendi yanından rızkların inmektedir, onlara artan bağışların ulaşmaktadır, bağışlanma dileyenlerin günahları bağışlanır, yarattıklarının hacetleri senin yanında reva görür, isteyenlere kendi yanından bağışların boldur, bol ihsanın süreklidir, sofraların senden ihsan isteyenlere hazırdır ve -lütuf- kaynaklarının -visalına- susuzlara suyu boldur.
Allah'ım! Duamı icabet et, övgümü kabul et, benimle evliyanı bir arada topla; Muhammed'in, Ali'nin, Fatıma'nın, Hasan'ın ve Hüseyn'in hürmetine -dualarımı kabul et- sen dünya ve ahirette nimetlerimin velisisin, arzularımın amacısın, ümitlerimin nihayetisin.
"Sen benim ilahımsın, efendimsin, mevlamsın. Dostlarımızı bağışla, düşmanlarımızı bizden defet, onların bize eziyet etmesini önle, hak sözü açığa çıkar ve onu yükselt, batıl sözün kökünü kazı ve onu alçalt; doğrusu senin her şeye gücün yeter."
Daha sonra İmam Muhammd Bâkır (a.s) şöyle buyurdu: Kim bu ziyareti Emir'ul-Müminin Ali'nin (a.s) veya Ehl-i Beyt İmamlarının birinin mezarının yanı başında okursa Allah Teala onun bu dua ve ziyaretini nurdan bir mektupla yükseltir ve ona Hz. Muhammed'in (s.a.a) mührüyle mühürler ve İmam Mehdi'ye (a.f) teslim edilinceye kadar onu korur ve bunu okuyan kişi müjdelenir, selamlanır ve lütfedilir; inşallah.
Not: Bu ziyaret, her yerde ve her zaman okunması müstehap olduğu gibi Gadir-i Hum Bayramı ve bütün Ehlibeyt İmamlarının türbelerinde de okunması özellikle istenilmiştir.
İmam Hüseyin'i (a.s) ziyaret etmek istediğinde önce gusleder ve şöyle dersin:
"Bismillah ve billah. Allah'ım! Bunu nur, temizlik, korunma, her derdin, hastalığın, afetin ve belanın şifası kıl. Allah'ım! Bununla kalbime temizlik ve göğsüme genişlik ver ve bununla işimi kolaylaştır."
Gusülden sonra temiz bir elbise giy ve iki rekât namaz kıl. Namazdan sonra yaşlı gözlerle ve huşu içinde hareme doğru yavaş ve vakarla hareket et ve "Allah-u Ekber, la ilahe illellah" zikrini sürekli tekrarla. Haremin kapısına ulaştığın vakit şöyle de:
Allah vasıflandırılmayacak kadar yücedir, çok yücedir. Hamd Allah'a mahsustur; çokça. Allah münezzehtir sabahın ilk ve son vaktinde. Hamd bizi buna hidayet eden Allah'a mahsustur; eğer Allah bizi hidayet etmeseydi kesinlikle hidayet olmazdık. Doğrusu Rabbimizin elçileri hak üzere gelmişlerdir.
Sonra şöyle de:
Selam olsun sana ey Resulullah. Selam olsun sana ey Allah'ın peygamberi. Selam olsun sana ey peygamberlerin sonuncusu. Selam olsun sana ey elçilerin efendisi. Selam olsun sana ey Allah'ın habibi. Selam olsun sana ey Emirulmüminin. Selam olsun sana ey vasilerin efendisi. Selam olsun sana ey yüzü akların öncüsü. Selam olsun sana ey alemdeki kadınların efendisi Fatıma'nın oğlu. Selam olsun sana ve senin soyundan olan imamlara. Selam olsun sana ey Emirulmüminin'in vasisi. Selam olsun sana ey sıddık şehit. Selam olsun size ey mübarek yerdeki melekler. Selam olsun size ey Hüseyn aleyhisselamın mezarının etrafında dönen Rabbimin melekleri. Dünyada kaldığım ve gece, gündüzün kaldığı sürece benden size ebediyen selam olsun.
Daha sonra şöyle de:
Selam olsun sana ey Eba Abdullah. Selam olsun sana ey Resulullah'ın oğlu. Selam olsun sana ey Emir'ül-Müminin'in oğlu!
Köleliğini itiraf eden ve size muhalefeti terk eden, sizin dostunuza dost ve düşmanınıza düşman olan kölen, kölenin oğlu, cariyenin oğlu senin haremini amaçlamış, türbene sığınmış, seni amaçlayarak sana yaklaşmıştır.
Girebilir miyim ey Resulullah?! Girebilir miyim ey Allah'ın peygamberi?! Girebilir miyim ey Emirulmüminin?! Girebilir miyim ey vasilerin efendisi?! Girebilir miyim ey alemdeki kadınların efendisi Fatıma?! Girebilir miyim ey mevlam, ey Eba Abdullah'il-Hüseyin?! Girebilir miyim ey mevlam, ey Resulullah?!
Kalbinin huşu içerisinde ve gözlerinin ağlar olması iznin verildiğini gösterir. O halde içeri girerek şöyle de:
Hamd, beni senin velayetine hidayet eden, beni senin ziyaretine has kılan ve bana seni ziyaret etmeyi kolaylaştıran bir, tek, yalnız, ihtiyaçsız Allah'a mahsustur.
Sonra kubbenin altına giderek baş tarafta mezarın hizasında durarak "Varis Ziyareti"ni oku.
Şeyh Tusi, Misbah-ül Müteheccid kitabında Safvan-i Cemmal'ın şöyle dediğini naklediyor: Hz. Sadık'tan (a.s) mevlamız Hz. Hüseyin'i (a.s) ziyaret etmek için bir adab-ı ziyaret öğretmesini rica ettim. Hz. Sadık (a.s) şöyle buyurdu: "Ey Safvan, ziyarete gitmeden önce üç gün oruç tut, üçüncü günü guslet, sonra aile fertlerini bir araya topla ve şöyle de: "Allahumme İnnî estevdiuke..." ... Hz. Hüseyin'in (a.s) haremine ulaştığında tam bir vakar, huzur-huşu içerisinde ve ağlayarak gir. Küçük adımlar at. Allah-u Teala attığın her adıma karşılık sana bir Hac ve Umre sevabı yazar. "Allah-u Ekber" ve "La ilahe İllellah" zikrini çok söyle. Allah'a hamdet, peygambere ve İmam Hüseyin'e (a.s) rahmet gönder; Hz. Hüseyin'in (a.s) katillerine lanet et. Ehl-i Beyt'e zülum ve haksızlık temelini atanlardan teberri et. Hz. Hüseyin'in (a.s) mutahhar kubbesinin kapısına eriştiğinde baş ucunda dur ve şöyle de (Yakından ziyaret etmeye muvaffak olamayanlar Allah'tan sevap umuduyla uzaktan da okuyabilirler):
Selam olsun sana ey Allah'ın seçkin kulu Adem'in varisi. Selam olsun sana ey Allah'ın Peygamberi Nuh'un varisi. Selam olsun sana ey İbrahim Halilullah'ın varisi. Selam olsun sana ey Musa Kelimullah'ın varisi. Selam olsun sana ey İsa Ruhullah'ın varisi. Selam olsun sana ey Muhammed Habibullah'ın varisi. Selam olsun sana ey Emirulmüminin Veliyyullah'ın varisi. Selam olsun sana ey Muhammed Mustafa'nın torunu. Selam olsun sana ey Ali Murtaza'nın oğlu. Selam olsun sana ey Fatıma-ı Zehra'nın oğlu. Selam olsun sana ey Hatice-i Kubra'nın oğlu. Selam olsun sana ey Allah'a intisab edilen şehid; ey Allah'a intisab edilen şehidin oğlu ve ey intikamı alınmayan şehid.
Şehadet ederim ki, sen namazı ayakta tuttun, zekat verdin, iyiliklere emrettin, kötülüklerden sakındırdın ve ölünceye dek Allah'a ve Resulüne itaat ettin.
Allah lanet etsin seni öldüren ümmete. Allah lanet etsin sana zulmeden ümmete. Allah lanet etsin bütün bunları duyup da razı olan ümmete.
Ey mevlam, ey Ebâ Abdillah'il-Hüseyin! Şehadet ederim ki sen yüce sülblerde ve pak rahimlerde bulunan bir nurdun. Cahiliyet devri, tüm kirlilikleriyle seni kirletmedi ve kirli elbiselerini giydiremedi sana.
Şehadet ederim ki, sen dinin direklerinden ve iman ehlinin rükünlerindensin.
Şehadet ederim ki, sen iyi, takvalı, beğenilmiş, pak, hidayete erişmiş ve halkı doğru yola hidayet eden bir imamsın.
Şehadet ederim ki, evlatlarından imam olanların hepsi takva nişaneleri, hidayet bayrakları, sağlam kulp ve insanlara hüccetindirler.
Allah'ı, meleklerini, peygamberlerini ve elçilerini şahid tutuyorum ki, ben size ve döneceğinize (rec'at edeceğinize) inanıyorum. Amelimin sonuçlarına ve dinimin hükümlerine yakinim vardır.
Kalbim kalbinize bağlıdır. Amelim amelinize tabidir. Allah'ın rahmeti sizin üzerinize, sizin ruhlarınıza, cesed ve cisimlerinize, aşikâr ve gizlinize, zahir ve batınınıza olsun.
Sonra mezara sarılarak mezarı öp ve sora da şöyle de:
Anam-babam sana feda olsun ey Eba Abdullah! Gerçekten matemin büyüktür. Senin musibetin bize, bütün göklerdekilere ve yerlerdekilere büyüktür.
Allah atlarını eyerleyip, yularlayan ve seninle savaşmaya hazırlanan gruba lanet etsin.
Ey mevlam, ey eba Abdullah! Senin haremini amaçladım ve senin türbene geldim. Allah'tan senin onun yanındaki makamının ve onun indindeki mevkinin hakkı için Muhammed ve Ehl-i Beyti'ne rahmet etmesini ve beni dünya ve ahirette sizinle beraber etmesini niyaz ediyorum.
Sonra yerinden kalkarak mezarın baş tarafında iki rekât ziyaret namazı kıl ve namazdan sonra şöyle de:
Allah'ım! Ben, tek ve ortağın olmayan sana namaz kıldım, rüku ve secde yaptım; çünkü namaz, rüku ve secde senden başkasına olmaz; çünkü sen kendisinden başka ilah olmayan Allah'sın.
Allah'ım! Muhammed ve Ehl-i Beyti'ne rahmet eyle, onlara benden en üstün selam ve selametlik ulaştır ve bana da onlardan selamın cevabını çevir.
Allah'ım! Bu iki rekât -namaz- benim mevlam Hüseyin b. Ali'ye -Allah'ın selamı onların üzerine olsun- hediyemdir.
Allah'ım! Muhammed ve Hüseyne rahmet eyle ve benden kabul eyle ve bunun karşılığında senden ve velineden olan en üstün arzum ve ümidimce bana mükafat ver.
Tehzib ve Misbah kitabında İmam Hasan Askeri'den (a.s) şöyle nakleder:
"Müminin alameti beştir. Her gün elli bir rekât namaz (on yedi rekât farz ve otuz dört rekât sünnet) kılmak. Erbain ziyareti yapmak. Sağ elin parmağına yüzük takmak. Secdede alnı toprağa bırakmak. "Bismillahirrahmanirrahim"i yüksek sesle söylemek." Erbain'de (sefer ayının yirmisinde) İmam Hüseyin'in (a.s) iki türlü ziyaret edilir. Tehzib ve Misbah kitabında kaydedilen Seffan-ı Cemmal'ın İmam Sadık'tan (a.s) rivayet ettiği ziyaret şöyledir: Güneş yükselince İmam Hüseyin'i (a.s) şöyle ziyaret et:
Selâm olsun Allah'ın velisine ve habibine. Selâm olsun Allah'ın dostuna ve seçtiğine. Selâm olsun Allah'ın halis kuluna ve halis kulunun oğluna. Selâm olsun mazlum ve şehid Hüseyn'e. Selâm olsun bela ve hüzünler esirine ve göz yaşlarıyla katledilene.
Allah'ım! Şehadet ederim ki o (Hüseyin) senin kendisine şehadetle lütfettiğin lütfünle kurtuluşa eren, saadete has kıldığın, soyunun temiz olmasıyla seçtiğin, yüce kişilerden yüce bir kişi, önderlerden bir önder ve -İslam'ı- savunanlardan bir savunucu kıldığın, kendisine bütün peygamberlerin mirasını verdiğin, -peygamberinin- vasilerinden, yarattıklarına hüccet kıldığın ve o da halka hücceti tamamlamada ümmetin mazeretini gideren, yumuşaklıkla nasihat eden ve kullarını cehaletten ve dalalet şaşkınlığından kurtarmak için senin yolunda kanını veren, ????? dünyanın aldattığı ve payını (ahiretini) dünyanın değersiz alçak metasına ve ahiretini en değersiz paraya satan, hava ve hevesine dalan ve alçalan kimsenin günah yükünü onun üzerine yüklediği bir velin ve velinin oğludur, seçtiğin ve seçtiğinin oğludur. Onlar öyle kişilerdir ki senin ve peygamberini öfkelendirdiler ve kullarından ateşi (cehennemi) hakkeden -omuzlarında- ağır günah yükünü taşıyan, şekavet ve nifak ehli kimselere itaat ettiler. O (Hüseyin) da sabır ve tahammül ederek senin yolunda onlarla cihat etti; nihayet sana itaat yolunda kanı döküldü ve saygınlığını çiğnemek mubah bilindi.
Allah'ım! Onlara şiddetli bir lanetle lanet et ve onları acılı bir azapla azaplandır.
Selâm olsun sana ey Resulullah'ın oğlu. Selâm olsun sana ey vasilerin efendisinin oğlu.
Şehadet ederim ki sen Allah'ın emini ve emininin oğlusun. Saadetli yaşadın ve Allah'a hamd ederek geçip-gittin, kaybolmuş ve mazlum olarak şehid oldun.
Şehadet ederim ki Allah sana vaadettiği şeyi gerçekleştirecek, sana yardım etmeyip seni tahkir edeni helak edecek ve seni katledeni azaplandıracaktır.
Şehadet ederim ki sen Allah'ın ahdine vefa ettin, yakin (ölüm) gelip seni buluncaya kadar Allah yolunda cihat ettin; seni katledenlere Allah lanet etsin, sana zulmedenlere Allah lanet etsin, bunu duyup da razı olanlara Allah lanet etsin.
Allah'ım! Seni şahit tutuyorum ki ben onun dostuyla dost ve onun düşmanıyla düşmanım.
Anam-babam sana feda olsun ey Resulullah'ın oğlu! Şehadet ederim ki sen yüce sülblerde ve tertemiz rahimlerde bir nurdun. Cahiliyet tüm necasetleriyle seni necis edemedi ve karanlıklar sana elbisesini giydiremedi.
Şehadet ederim ki sen dinin direklerinden, Müslümanların -dininin- rükünlerinden ve müminlerin sığınağısın.
Şehadet ederim ki iyi, takvalı, razı olunmuş, arınmış, hidayet edici ve hidayet üzere bir imamsın.
Şehadet ederim ki senin soyundan olan imamlar takva ruhu, hidayet bayrakları, sağlam kulp (tutacak) ve dünya ehline hüccettirler.
Şehadet ederim ki ben size inanıyorum, sizin dönüşünüze yakin ediyorum, dinimin başlangıçlarına ve işimin sonlarına inanıyorum. Kalbim sizin kalbinize teslimdir ve işlerimde sizin işlerinize uyuyorum. Allah izin verdiği an size yardıma hazırım. O halde sizinleyim, sizinle; sizin düşmanlarınızla değil.
Allah'ın rahmeti size, sizin ruhlarınıza, sizin cesetlerinize, sizin hazırınıza, sizin gayıbınıza, sizin zahirinize ve sizin batınınıza olsun; kabul et ey alemlerin rabbi!
Selâm olsun size ey Allah'ın velileri ve muhipleri! Selâm olsun size ey Allah'ın seçkinleri ve sevgilileri! Selâm olsun size ey Allah'ın dininin yardımcıları! Selâm olsun size ey Resulullah'ın yardımcıları! Selâm olsun size ey Emirulmüminin'in yardımcıları! Selâm olsun size ey alemdeki kadınların efendisi Fatıma'nın yardımcıları! Selâm olsun size ey Muhammed'in babası ve Ali'nin oğlu veli ve nasihat edici Hasan'ın yardımcıları! Selâm olsun size ey Eba Abdullah'ın (Hüseyn'in) yardımcıları!
Anam-banam size feda olsun. Siz tertemizdiniz ve sizin defnedildiğiniz yer tertemiz kılındı ve siz çok büyük bir kurtuluşa eriştiniz. Keşke ben de sizinle olsaydım da sizinle birlikte kurtuluşa erişseydim.
Daha sonra tekrar İmam Hüseyin'in mezarının baş tarafına git ve annene-babana, kardeşlerine, ailene ve kendine çokca dua et; çünkü bu mubarek türbede kalp huzuruyla yapılan dua reddedilmez. Türbeden dışarı çıkmak istediğinde de sırtını o hazretin mezarına dönmeden arka arkaya çıkarak "Biz Allah'tanız ve biz Allah'a dönücüleriz".